Akasya Kültür Sanat Logo
SANAT SÖZLÜĞÜ
Pagan: Latince: paganus yani kırsal sözcüğünden türemiştir. İlk dönemlerinde Hıristiyanlığın kentlerde yaygınlaşması dolayısıyla, tek tanırılı Semavi dinlerin (Hıristiyanlık öncesi Yahudilik de dahil) dışındaki dinlere ve inançlara köylülüğe ve kırsallığa atfen pagan denmiştir. Çok tanrılı animist ya da doğa dinleri anlamında da kullanılır.
Palimsest: Üzerindeki yazı silinerek yeniden başka yazı yazılmış parşomen tabakaları. Üstü kapatılmakla beraber alttaki yazıların silüetleri görünebilir.
Pan: Yunan mitolojisi'nde kırın, satirlerin vçobanların tanrısıdır. Yarı keçi yarı insan temsil edilir. Pan'ın âşık olduğu Syrinks, Pan ona sarılacağı sırada saza dönüşür. Pan da üzülür sazlardan yedi çubuklu flüt yapar. Hegel, Tarih Felsefesi kitabında Yunanlıların doğaya şaşırabildikleri için üst bir seviyeye geçtiğini savunur. Pan'dan gelen panik, korkmak kadar, ürpermek ve şaşırmak anlamındadır.
Paspartü: Fransızca "passe-partout" yani "her duruma uyan" anlamını taşır. Resim ve çerçeve arasındaki boşluğu oluşturarak etkiyi güçlendirmek için yapılır.
Pastiş: Anıştırma. Postmodernizmin en önemli kavramlarındandır. Pastiş mutlaka bilinen bir kavrama ya da yapıta referansla oluşur. Kendini ona göre konumlandırır. Pastiş genelde parodi ve ironi ile beraber yürür.
Pastoral: Latince pastor (çoban) sözcüğünden gelir. Kırsal ve çobanıl. Şiirde, edebiyat ve resimde köy ve kırsal yaşamı idealize eden anlayış.
Patetik: Fransızca pathétique. Duygulu, coşkulu anlamına gelir. Yunanca Pathos; acı ve duyguyu hissetme, özdeşleşme anlamlarından gelmektedir. Bkz: Romantizm
Paul Cézanne: Empresyonizmle Kübizm arasındaki köprüyü kuran ve modern sanatın babası olarak anılan Fransız ressam. Eski İtalyan ustalarının yapıtlarını kopya ederek, portreler, natürmortlar ve manzara resimleri yapmıştır. Paris Salon jürisi Cézanne'in eserlerini gösterime sunmayı 1864'ten 1869'a kadar her sene reddetmiştir. Bu nedenle Cézanne tablolarını ilk kez, Salon des Refusés'de 1863 yılında gösterime sunmuştur. Yaşamı boyunca eserleri nadiren gösterime sunmuş, sakin bir hayat yaşamıştır. Cézanne, bizzat formların kendilerine ve renklere odaklanarak, resmin dış dünyaya değil “kendi”ne döndüğü önemli bir kırılmayı temsil eder. İlk defa yapı ve düzleşme (yassılaşma) üzerine düşünülmüştür. Birbirine yakın renklerin ve monokrom duygusunun genişletilmesi gelecek ressamlar için etkileyici olmuştur.
Pentür: Fr. Peinture. Boya Resim. İlk resimler, önce su ve hayvan yağları ile karıştırılmış boyalarla, Rönesans öncesi devirde tempera ve guvajla, Rönesans'tan itibaren de yağlıboya ile yapılmıştır. İlk yağlıboya Van Eyck kardeşler tarafından bulunmuştur.
Pieta: Kucağında ölü İsa'yı tutan Meryem ana figürlerinin genel adıdır. İsa'nın çarmıhtan indirildiği anı canlandırır.
Pitoresk: Resimsel, göröntü ya da manzara olmaya uygun. Özellikle romantizmle beraber doğaya bakışta fazlasıyla yaygınlaşmıştır. Örneğin batan güneşin resimsi olması gibi...
Poetika: Yunanca kavram "yaratma, yaratı, üretme, meydana getirme" anlamındaki poesis kökeninden gelmektedir. Poet-şiir ile aynı anlamda kullanılır. Aristotales'in başta tiyatro olmak üzere sanat üzerine görüşlerrini içeren kitap. Literatürde sanatçının sanat anlayışını vurgulamak için kullanılır. Bir şairin kendi şiiri üzerine düşünmesi anlamına da gelir.
Popart: Pop-art ismi 1954’te İngiliz sanat eleştirmeni Lawrence Alloway tarafından kullanıldı. Richard Hamilton'ın "Günümüz Evleri" başlıklı kolajı 1956'da ilk Pop Art örneği kabul edilmiştir. Endüstri ürünleri, gazete parçaları, seri üretilmiş nesneler, TV ve sinema popartın önemli konuları haline gelecektir. Popart sanatçıları Amerikan Rüyası olarak sunulan tüketimci kapitalizme ve hazcı bireyciliğe karşı bir protest duruş içinde olmuşlardır. En ünlü sanatçıları andy Warhol, Roy Lichtenstein, David Hockney, Richard Hamilton sayılabilir. Warhol sıradan nesneleri ya da ünlü yüzleri serigrafi tekniğiyle çoğaltmasıyla tanınmıştır. Çizgi roman karelerinden, çorba konservelerine uzanan geniş bir popüler kültür ürünlerini sanatın alanına buyur ederek temsil-gerçeklik, orjinal-kopya arasındaki ilişkileri sorgulamışlardır. Popart teknikleri şablonlar, boya tabancası, ofset baskı gibi geniş bir çerçevede değerlendirilir.
Poşat: Fr. Pochade. Birkaç fırça darbesiyle, not almak amacıyla yapılan resim.
Postmodernizm: Modernizm sonrası. 1960'lı yıllardan itibaren öncelikle mimarlık alanında başlayan ve modernizmi sorgulayan akım. 1980-90'lı yıllarda başta kuram-felsefe olmak üzere her alanda modernitenin, ilerlemenin, akılcılığın, Aydınlanma'nın krizini tartışan bir yoğunluğa dönüştü. Sanatta postmodernizm, modernizmin minimalist, Orijinal, bütünsel, saf, işlevselci yönüne karşı, melezliği, rastlantısallığı, kiç'i, parçalılığı, kopyayı savunmuştur. Postmodernizm gündelik hayatın, hızı, rastlantısallığı, yüzeyselliğiyle zaten başka olduğunu da söyler. Bkz: Kiç, Pastiş, Simulark, Uluslararası Stil
Pre-Raphaelism: Ön Raphaelcilik. 1852'de Viktorya döneminde İngiltere'de ortaya çıkan  ve Raphael öncesine dönüşü savunan akım. Rönesans ve klasik estetiğin son sınırı Raphael görüldüğü için, öncesine dönmek tekrar gotik geleneği canlandırmak anlamına da gelir. Yoğun bir duygusallık, bakirelik (virgin), Ortaçağ estetiği, pagan mitolojis, ölüm ve melankoli başlıca temaları olmuşlardır. John Ruskin'in görüşlerinden etkilendiler. John Everett Millais, Dante Gabriel Rossetti, William Holman Hunt akımın başlıca sanatçılarıdır. Sinemada Tarkovski gibi yönetmenleri de etkileyecektir.
Primitif: İlkel, çocuksu. Özelikle fovizm ve kübizmin arkasından ekspresyonizmin hızlandırdığı Avrupa dışı ilkel toplumların formlarına ilgiyle alakalıdır. Sanat literatüründe, akademik eğitim almamış, doğal, bozulmamış ve içten yaratımları adlandırmak için de kullanılır.
Psike: Yunan mitolojsinde Eros'un aşık olduğu perilerden. Nefes, ruh ve zihin anlamına da gelir. Psikoloji kavramının kökenidir.
Puantalizm: Noktacılık. İzlenimci akım içinde gelişmiş, renleri noktalara ayıran akım. Bu anlayışta çok sayıda ufak temel renk noktası, birbiriyle karıştırılmadan bir araya getirilir. Kavram İzlenimcilik ve Kübizm gibi eleştiri ve küçümseme için kullanılmakla beraber daha sonra yerleşmiştir. Puantilizm tekniğini başarıyla kullanan ressamlar arasında Georges Seurat, Paul Signac, Camille Pissarro ve Henri-Edmond Cross sayılabilir. Günümüz matbaacılığında ofset baskı tekniği de noktalama (tram) tekniğine göre yapılmaktadır. Ayrıca bilgisayar piksel mantığına göre çalışmaktadır.
Punk Kültürü: 1970'li yıllarda özellikle İngiltere banliyölerinde doğan, ağırlıklı olarak müzikle kendini gösteren anarşist alternatif anlayış. Punk yerleşik ahlaka ve kapitalizmin tüketiciliğine karşı olarak kendini bir “atık” olarak konumlandırmayı seçmiştir. Saç kesimlerden, yırtık kıyafetlere ve teneke, zincir gibi aksesuarlara kadar giyim ile kendini farklılaştıracaktır. Punk özellikle fotokopi ile üretilen kes yapıştır fanzinler gibi ana akımın dışında yayınları önemseyeceklerdir. Punk stili ve modası İngiltere'de önem kazanıp mohawk punk stiliyle birleşmiştir. Mohawk etkisi aslında "Taxi Driver" filminde Robert De Niro'nun saç şekliyle olmuştur. İngiliz Richard Hell bu saç modelini biraz değiştirerek ve boyayarak bugünkü punk saçının oluşumunu tamamlayacaktır.
P
Akkok akis logos
Facebook Twitter Instagram Youtube