Akasya Kültür Sanat Logo
SANAT SÖZLÜĞÜ
Saatchi-Saatchi: İngiltere'nin en ünlü reklamcıları. 1980 sonrası çağdaş sanatın en büyük koleksiyonerleri ve Genç İngiliz Sanatı'nın hamisi olarak bilinirler. Trayce Emin ve Damien Hirst gibi çağdaş sanatçıları desteklemişlerdir.
Sanayi-i Nefise Mektebi: Güzel sanatlar alanında eğitim vermek üzere İstanbul’da 1882’de kurulmuş bir yüksekokuldur. Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk güzel sanatlar okuludur. Günümüzde Eski Şark Eserleri Müzesi olarak hizmet veren binada 2 Mart1883’te eğitime başlayan okul, 1928’de Güzel Sanatlar Akademisi adını almıştır; 1982’den beri Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi adıyla eğitime devam etmektedir. Bkz: Osman Hamdi Bey
Sembolizm: Sanatta 19. yüzyılda ortaya çıkan, Aydınlanmacı akılcılığa tepki olarak doğan ve insanın iç dunyasını, düşleri, sembolleri mitleri ve rüyaları önemseyen sanat akımı. Romantizmle içiçe geçen Sembolizm, lirizmi, alacakaranlığı, kapalılığı önemsemesiyle daha sonra Sürrealizmi de etkileyecektir. William Blake, Arnold Böcklin ve Odilon Redon sembolizmin en bilinen ressamlarıdır. Bkz: Romantizm ve Alegori
Simulark: Görüntünün ve imajın gerçekliği. Orjinali olmayan kopya anlamında da kullanılır. Fransız filozof Baudrillard 'ın yaygınlaştrdığı kavram, sanal olanın gerçeği ya da gerçekten daha “gerçek veya hiper(aşırı) gerçek bağlamında da yorumlanır. İmajın kendisinin bizzat gerçeğin yerine geçmesi.
Sitüasyonizm: Durumculuk. 1957 sonrası Guy Debord, Asger Jorn, Constant gibi düşünür ve sanatçıların bir araya geldiği, 1968 gençlik hareketleri üzerinde etkili olmuş son avangart hareketlerden. Kapitalist “Gösteri Toplumu”nu kesintiye uğratıp yeni durumlar yaratmaya çalışmıştır. Özellikle kapitalist popüler imgeleri “saptırıp” eleştirel yeni durumlar yaratmaya çalıştılar. Sitüasyonizmin beslendiği ideolojiler politikada anti-otoriteryen Marksizm ve anarşist sosyal demokrasi; sanatta ise Dada, Sürrealizm, CoBrA, Lettrism ve Enternasyonel İmajinist Bauhaus olmuştur. Dada ve Sürreaistlerden etkilenen hareket, kentçilik ve mimari üzerinden de radikal önermede bulunmuştur. Örneğin kent bağlamında “derive” kavramı, mekan içinde tesadüfü “sürüklenme” ve yeni deneyimler kazanma üzerineydi. Bkz: Gösteri Toplumu
Soyut Ekspresyonizm: 1946-47 yıllarında New York'ta ortaya çıkan Amerika'nın en önemli modernist akımlarından. Soyut ekspresyonizmde eserin kendisi bizzat yaratma eyleminin kendisidir. Akılcı bir kompozisyonunun dışında bizzat bedenin etkin olduğu jestüel renklerden oluşmaktadır. Aksiyon resmi olarak da adlandırılan anlayış geometrik olan bir biçimselliğin ötesindedir. Boyaların rastgele akıtmaları (driping) sürrealistlerin otomatizmine benzer bir potansiyel ve bambaşka bir algı doğuracaktır. Jackson Pollock, Williem de Kooning ve Franz Kline en önemli sanatçıları olarak bilinirler. Daha sonra “hareket resmine” tepki olarak Arshile Gorky, Robert Motherwell gibi sanatçılar renkli yüzeylerin ve biçimlerin etkileriyle yeni bir anlayışı da oluşturacaklardır. Bkz: Action Painting.
Soyut Sanat: İng. Abstract Art. 20. yüzyıl modernizminin en önemli anlayışlarından biridir. Sanat dış dünyanın temsilinden kurtulup, sadece kendi üzerine kıvrılmaya başlamıştır. Leke, ton, renk ve biçimler Rönesans'tan bu yana idealize edilen dış dünyadan sıyrılacak, kurucularından olan Kandisky'nin dediği gibi müziğin saflığına yaklaşacaktır. Temsilden kurtulmuş saf form başka bir ruhsallığın penceresini açacaktır. Soyut sanat anlayışı, daha sonra ekspresyonizmi ve konstrüktivizmi etkileyecektir.
Stigma: Damga. İsa'nın bedenindeki yaralar.
Stil: Latince “yazı kalemi” anlamına gelen “stilus” sözcüğünden kaynaklanmaktadır. Fakat 18. yüzyıldan itibaren güzel sanatlar için kullanılmıştır. Sanatçının kendine özgü anlatım biçimini ve üslubunu anlatır. Ayrıca devirlerin ve dönemlerin ortak yönlerine ve farklılıklarına gönderme yapan genel bir kavram olarak kullanılmaktadır.
Stimmung: Alm. Kandinsky'nin kullandığı “duygu ve hislenmek” anlamına gelen sözcük.
Sturm und Drang: Fırtına ve Çoşku. Sanatta Romantizmi etkilemiş, kriz ve Deha arasındaki ilişkiye yoğunlaşan bir kavram. 1767 yılından 1785’e kadar etkisini gösteren ve Romantizmi etkileyen sanatsal kalkışma. Adını, Alman şair Friedrich Maximilian Klinger’in Fırtına ve Coşku (Sturm und Drang) isimli dramasından almıştır.
Süprematizm: Süprema, öz, en temel anlamından gelmektedir. Kurucusu Sovyet sanatçısı Maleviç'e göre resmi en saf hale (temel geometrik formlar ve çizgi) dönüştürmektir. Sanatçı bunu “Siyah Kare” resmiyle bir tür manifestoya dönüştürecektir. Sanat dış dünya değil kendi üzerine dönmeli, potansiyellerini kendine dönerek gerçekleştirmelidir.
Sürrealizm: Gerçeküstücülük. Modernizm içindeki en etkili akımlardan biridir. 1924'te Andre Breton'un öncülüğünde bir araya gelmiş, ressam, şair ve edebiyatçılardan oluşmuş bir gruptur. Romantikler ve Freud'un bilinçaltı kavramından etkilenerek akıldışı, gerçek ötesini sanatsal üretime dahil etmeye çalışmışlardır. Hayalgücü'nün içgüdülerin devrimci ve politik yönüne vurgu yaparak akılcı algının dışındaki bir başka duyumsamayı önermişlerdir. Özellikle cinsellik akılcı uygarlığın bastırdığı önemli bir potansiyeldir. Sürrealistler rastlantısallık, doğaçlama ve bilinci serbest bırakmaya çalışan “otomatizm” yöntemleriyle sanatsal yaratıma özgürlük kazandırmaya çalışıyorlardı. Otomatizm, bilincin bütün baskıcı engellemelerini ve ahlak kurallarını yıkarak düşgücüne geniş bir alan açmak için önemli bir yöntemdi. P. J. Jouve, Pierre Reverdy, Robert Desnos, Louis Aragon, Paul Eluard, Antonin Arnaud, Raymond Queneau, Philippe Soupault, Arthur Cravan, Rene Char, Federico Garcia Lorca, Salvador Dali,Rene Magritte gerçeküstücülük akımının önemli isimleridir.
S
Akkok akis logos
Facebook Twitter Instagram Youtube